Van Minüt coşkusunun(!) yaşandığı günlerde işgal devleti İsrail bir yandan OECD üyeliğinin kabul edilmesini sağlamaya çalışıyordu. İsrail’in, “hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına saygıya dayalı çoğulcu demokrasiye bağlılığı” üyelik koşulları arasında sayan OECD tarafından üyeliğe kabul edilmekle kendini meşrulaştırmış olacağını hatırlatan Filistin BDS Ulusal Komitesi “üye devletlerin hükümetlerini ve halklarını İsrail’in OECD’ye üyelik teşebbüsüne hayır demeye” çağırdı. Dünyanın her yerinden insan hakları savunucuları ve Filistin’le dayanışma hareketlerinin katıldığı çağrı Türkiye’de de dile getirildi. OECD Kuruluş Sözleşmesi’ne göre kararlar oybirliğiyle alındığından, bir üye ülkenin bile kabul oyu vermemesi işgal devletinin başvurusunun kabulünü engellemeye yetecekti. 27-28 Mayıs 2010’daki OECD Bakanlar Konseyi toplantısında ise Türkiye tüm çağrılara rağmen bu olanağı kullanmadı ve İsrail’in başvurusu kabul edildi.