İşgal devletinin 7 Ekim 2023’te Gazze’ye başlattığı soykırım saldırısından sonra, toplumun tüm kesimlerinden gelen “İsrail’le ticareti durdurun” çağrılarına kayıtsız kalan Türkiye’deki siyasi iktidar, önce bu ticaretin sorumluluğunu özel sektöre atmaya çalıştı. Ancak Türkiye’deki Filistin dostlarının ısrarlı baskısı, eylemleri ve teşhiri sonucunda, soykırım saldırısı yedinci ayını doldururken 2 Mayıs 2024’te İsrail’le tüm ticareti askıya aldığını açıklamak zorunda kaldı. Soykırımın en şiddetli dönemi olan bu 7 aylık periyotta Türkiye’den İsrail’e silah ve bomba yapımında kullanılan çelik başta olmak üzere, kimyevi maddeler, çimento, sebze-meyve yoğun şekilde tedarik edildi.

Ancak ticaretin askıya alındığı bu kararın devamındaki gelişmeler ve ihracatçı şirket yetkililerinin ifadeleri gerçeği ortaya döktü: İşgal devletiyle ticaret; hem Yunanistan, Mısır gibi üçüncü ülkeler aracılığıyla sürüyor hem de gümrük belgelerinde varış noktası ‘Filistin’ olarak kaydedilerek yasal engel aşılıyordu. 

İsrail’le ticaretin askıya alındığının açıklandığı mayıs ayından sonra, Türkiye ve Filistin arasındaki ticaret istatistiklerindeki tuhaf artışlar da bu şüpheleri doğruluyor. Mayıs 2024’ten sonra, resmi istatistiklerde Filistin’e yapılan ihracatın hacmi bir anda devasa bir artış gösterdi ve yıllık 122 milyon dolar seviyesinden yıllık 1 milyar dolara yaklaştı. Örneğin, Mayıs 2024’e kadar Türkiye İsrail’in en büyük çelik tedarikçisiyken, İsrail’le ticaretin askıya alındığı açıklamasından sonra, o güne dek Filistin’e çok sınırlı görünen çelik ihracatı binlerce kat artış gösterdi. Aynı olağandışı artışlar çimento ve kimyasal madde ve ürünleri için de geçerli.